|
serap firuze
12/02/1998
sayfa:6
|
|
|
bilsen de,bilmesen de...
şimdi
biraz balkon demirine konan kuş,
biraz yağmurun aylar sonra öptüğü kavruk toprağın,
belki sitem,belki müjde yüklü kokusu oldun bana..
bilmedim,
neden aşkın lüks olduğu bir zamana doğup
neden aşktan uzak durmayı beceremediğimi...
belki de lüks olan aşk değil,yaşamak idi,
ben bilmedim..
ama , sen de bilmedin,
içimden ne kervanlar kaldırdığımı,
gözyaşlarımı hayallerime sarıp beslediğim
ne seferler sonunda
kapın dahi çalamadan
geri döndürdüğümü..
yanıbaşımdakilerden kaçırıp kendimi
hangi birliktelikler için sarıldım yalnızlıklara,bilmedim...
sıradan bir muhabbetin
en sıradan yerinde
kim atıyor bunca düğümü ardarda boğazıma..
ya da , hep saklamaktan yerindiğim
gözlerime çöken buğu
nereden kopup gelir , boşalır üzerime , bilmedim..
yaşadığım hayattan sıyrılıp,masallara dokunduğum bir günde
yolumun ugradığı hiç bir şehrin
ben olmadım uğrayanı..
görmedim kanlı canlı çocukları
kaçarken uçurtmalardan..
ya da , yaşlı bir adamın,
tek başına beklerken sahilde günbatımını
kırışık yanaklarından süzülen
sebebi meçhul , sebebi malum gözyaşlarını..
nasıl açıklamalıyım kendime
birgün,bütün sabahlardan farklı bir sabahta
neden yaşadığım şehirden çok bir mezarlığın beni çağırdığını..
çaresizliğin mutluluk,neşelerin hüzün olduğu günleri
hangi yanımla
ve hem hangi güç ile düzmeliyim
sonu belirsiz ince bir telin ucuna, bilmedim..
idrakimi kurtarıp pek çok bilinmeyenli denklemlerin saldırısından
bilmediğim,anlamadığım,sadece yaşadığım anın hatırına
geç olmasın diye bizim için
ve kapanacaksa perde illa
kırgın kalmasın diye sahne bize
bırakarak ayrıntıları arkama
sadece , kalbimi alarak yanıma
sana geldim
geldim sana
geldim
bilmedin..
|
|